Madımak Katliamı 31. yılında | “Sazdan, sözden, semahtan, iyi niyetten öte hiçbir düşüncesi olmayan gencecik insanlardı…”

Sivas’ta 33 şair, yazar ve sanatçının yaşamını yitirdiği Madımak Katliamı’nın üzerinden 31 yıl geçti.

Aralarında Aziz Nesin, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Asım Bezirci gibi sanatçıların, şairlerin ve yazarların bulunduğu çok sayıda aydın, dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in özel davetlisi olarak, Pir Sultan Abdal Derneği tarafından organize edilen Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında Temmuz 1993’te Sivas’a gitti ve birçoğu bir daha geri dönemedi. 2 Temmuz’da, cuma namazının ardından bir araya gelen gerici grup, “Şeytan Aziz”, “Sivas, Aziz’e mezar olacak” sloganlarıyla Aziz Nesin’i hedef alarak kültür merkezinin önünde toplanmaya başladı ve aydınların kaldığı Madımak Oteli’ne gitti. Sayıları giderek artan gruba herhangi bir müdahale olmazken akşam saatlerine doğru kalabalık 15 bin kişiyi buldu. Birkaç saat içinde otel önündeki araçlar ateşe verildi ve son olarak otelden de alevler yükselmeye başladı. Yaşanan olay sonucunda 33 aydın ile 2 otel çalışanı yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Saldırı, iki günlük sokağa çıkma yasağının ardından ancak durdurulabildi.

Olayın hemen ardından 35 kişi gözaltına alınmış, sonrasında gözaltı sayısı 190’a kadar çıkmıştı ancak 66 kişi serbest bırakıldı ve geri kalanlar “Laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışmak” suçuyla Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 1 yıl boyunca yargılandı. “Sivas davası” olarak tarihe geçen mahkeme sonucunda 22 sanık 15’er yıl, 3 sanık 10’ar yıl, 54 sanık 3’er yıl, 6 sanık 2’şer yıl hapisle cezalandırıldı. Yargılananlardan 37’si ise beraat etti. Takip eden yıllarda Yargıtay DGM kararını bozdu ve sanıklar yeniden yargılandı. 1998’de onaylanan yeni kararda 33 sanık idam, 14 sanık ise 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırıldı ancak idam cezaları usul noksanlıkları nedeniyle bozuldu. Usul eksiklikleri giderildikten sonra 2000 yılında yeniden idam cezasına çarptırılan 33 sanık 2002’de idam cezasının kaldırılması ile müebbet hapse mahkum oldu. Geçen zaman içerisinde gerçekleşen tahliyeler ile hapisteki kişi sayısı 33’e düştü. Sivas katliamının kilit isimlerinden 8 sanık ise 1997’deki bozma kararı sonrasında firar ederek kayıplara karıştı.

35 kişinin yanarak hayatını kaybettiği katliama ilişkin son dava, 2023’ün Eylül ayında Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Firari 3 sanığın yargılandığı davada zamanaşımı kararı verildi.

Cumhuriyet gazetesindeki habere göre, Madımak’ta yaşamını yitiren aydınların aileleri ve korkunç olayın tanıkları katliamın 31. Yıl dönümünde konuştu.

“Biz burada öleceğiz. Sait biz buradan çıkamayacağız”

 Pir Sultan Abdal Derneği Semah ekibi üyesi olarak Sivas’a giden Gülay Şahin, o gün yaşananları şöyle anlattı:

“Ankara’yla görüşülecek bizi kurtarmaya gelecekler deniyordu. Biz de, ‘yok mu, polisi, askeri, itfaiyesi? Bizi bir şekilde burada nasıl çıkartmıyorlar, bu insanları nasıl gönderemiyorlar?’ diye düşünüyoruz. Korkuyu bir an unutmak için kızlar birbirlerinin saçını örüyorlardı. Birbirlerine buradan çıkamazsak son sözlerimiz nedir diye onları konuşuyordu. Ben orada dedim ki, ‘ya ağlamayın biz buradan çıkacağız. Bizi buradan kurtaracaklar. Böyle bir şey yaşadık diye torunlarımıza, çocuklarımıza bu durumu anlatırız’ diye konuştuk. Çocuklarımıza hep ağıtlarla anlattık maalesef. Hiç gözümden gitmeyen bir an var. Yangın çıktıktan sonra bir odaya girdiğinde Yeşim’le Sait’in birbirlerine sarılıp Yeşim’in çığlıklarla, ‘biz burada öleceğiz. Sait biz buradan çıkamayacağız’ dediği an hiç aklımdan çıkmıyor. Ondan sonrasını hiç hatırlamıyorum.”

“Ömür bitiyor, acı derinden sızlıyor ama genç ölüm yerine hiçbir şeyi koymana müsaade etmiyor”

Katliamda hayatını kaybeden Şair Behçet Aysan‘ın kızı, Cumhuriyet yazarı Eren Aysan da, “Sadece kendimiz için değil bu ülkede siyasi saikle öldürülmüş pek çok aydının ailesiyle aynı dilden konuştuk, aynı çığlığı attık. Babam Behçet Aysan’ın ‘Yarın diye bir şey var’ şiirine sığınarak hala özlemle aydınlık yarınları bekliyoruz. Ömür bitiyor, acı derinden sızlıyor ama genç ölüm yerine hiçbir şeyi koymana müsaade etmiyor” ifadelerini kullandı.

“Bu suç aydınlansaydı, bugünler çok daha aydınlık olacaktı”

Katliamda hayatını kaybeden Handan Metin’in ablası Şehriban Metin de, “Acı çok sıcak ve hala devam ediyor” dedi. Metin, “Sivas’ta katledilenler bir etkinliğe gitmiş, sazdan sözden semahtan iyi niyetten öte hiçbir düşüncesi olmayan gencecik insanlardı. Sivas’ta bize 8 saat boyunca izlettirilen bu suç aydınlansaydı, bugünlerin çok daha aydınlık olacağını düşünüyorum. Kaybettiğimiz gencecik insanlara, çok derin özlemle birlikte kardeşime bir daha kavuşamayacağım bunu biliyorum. Ama bundan sonra bir daha bu topraklarda bu acıların yaşanmaması için Sivas’taki otelin bir utanç müzesi olması gerekir. Biz aileler yıllardan beri bunu dile getiriyoruz. Kaybettiğimiz güzel insanlara karşı bu topraklarda yapılması gereken pek çok iş var” ifadelerini kullandı.

TIKLAYIN – Madımak Katliamı’nda katledilen aydınlar anılıyor; Özgür Özel, Tuncer Bakırhan ve Erkan Baş yan yana

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir