İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Reel Sektörün Dönüşümünde E-Ticaret ve E- İhracat başlıklı raporuna göre yüksek komisyon oranları şirketlerin yaşadığı zorluklar arasında ilk sırada yer alırken, diğer 3 zorluk ise kargo ücretlerinin yüksekliği, aşırı rekabet ve lojistik problemler oldu. Raporda, ‘küresel ticaretin kalbinin attığı belirli noktalarda blokzinciri, hassas sensörler, nesnelerin interneti ve robotik gibi teknolojiler ile entegre yeni lojistik üsler kurulmalı’ önerisine de yer verildi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (İTOSAM) hazırladığı e-ticaret raporunda, şirketlerin e-ticaret alanında karşılaştıkları 4 temel zorluk arasında ilk sırada ‘yüksek komisyon oranları’ yer aldı.
İTO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre İTOSAM, “Reel Sektörün Dönüşümünde E-Ticaret ve E-İhracat” başlığıyla bir rapor yayınladı. Raporun öneriler bölümünde, “E-ticaretin gelişiminin sürdürülebilir bir zeminde ilerlemesi için adil bir e-ticaret platformları ekosistemi tesis edilmeli. Bu kapsamda adil fiyatlandırma, komisyon oranlarının makul seviyelerde kalması, rekabetin teşvik edilmesi gibi unsurlara dikkat edilmesi gerekiyor” ifadelerine yer verildi.
Raporda, şirketlerin en önemli gördükleri hususlar arasında siber güvenlik önemlerinin artırılmasına yönelik olarak denetim mekanizmasının geliştirilmesi ve e-ticaret platformlarının uyguladıkları komisyon oranlarının azaltılmasına yer verildi.
İstanbul’da faaliyet gösteren 513 şirket ile yapılan anket sonuçlarına yer verilen rapora göre şirketler e-ticarette en çok 4 konuda zorluk yaşıyor. Yüksek komisyon oranları şirketlerin maruz kaldıkları zorluklar arasında yüzde 56.5 ile ilk sırada yer alırken, kargo ücretlerinin yüksek olması yüzde 45.5 ile ikinci, e-ticarette aşırı rekabet yüzde 37.8 ile üçüncü, lojistik problemler ise yüzde 30.9 ile dördüncü temel zorluk oldu.
Raporda yer alan tespitlere göre dünya genelinde 2021’de 5,21 trilyon dolarlık hacme ulaşan e-ticaret satışlarının 2026’da 8,15 trilyon dolar olması bekleniyor.
E-ticaretin bir alt kolu olarak e-ihracat da bu yeni pazar içinde önemli bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Raporda, işletmeden tüketiciye 1 trilyon dolarlık büyüklüğe yaklaşan e-ihracat pazarının, 2030 yılına kadar 6-7 katlık artış yaşayabileceğini öngören tahminler bulunuyor.
E-ticaret ve e-ihracat için öne çıkan 8 öneri
Mevcut sorunların aşılması için çözüm ve önerilerin de sunulduğu raporda, teşvikler, düzenlemeler, yeni teknolojilere yatırımlar gibi birçok başlığa değinildi.
Sonuç ve önerilerden öne çıkan başlıklar ise şöyle oldu:
E-ticarette veri güvenliği meselesine özellikle KOBİ’ler ölçeğinde dikkat edilmesi gerekiyor. Bu kapsamda eğitimler, mali teşvikler ve sertifikasyon gibi politikalar geliştirilebilir.
E-ticaretin gelişiminin sürdürülebilir bir zeminde ilerlemesi için adil bir platform ekosistemi tesis edilmeli. Bu kapsamda adil fiyatlandırma, komisyon oranlarının makul seviyelerde kalması, rekabetin teşvik edilmesi gibi unsurlara dikkat edilmesi gerekiyor.
E-ticaret ve e-ihracatı destekleyecek ticaret kuralları ve gümrük uygulamaları esnek ve yeni değişikliklere uyarlanabilir olmalı.
E-ihracatın gelişimi için küresel ticaretin kalbinin attığı belli noktalarda lojistik üslerin kurulması teşvik edilmeli. Bu lojistik üslerin yerlerinin belirlenmesi, tasarlanması ve işletilmesi için kamu ile iş dünyası arasında etkin işleyecek bir iş birliği mekanizmasına ihtiyaç olacaktır. Yeni lojistik üsler blokzincir, hassas sensörler, nesnelerin interneti ve robotik gibi yeni nesil teknolojiler ile entegre biçimde kurulmalı.
Metaverse ve sanal gerçeklik gibi yeni nesil teknolojilerden özellikle tekstil, moda, mobilya ve ev eşyaları gibi sektörlerde e-ihracatı artırmak için yoğun biçimde faydalanılmalı.
E-ticaret ve e-ihracatın desteklenmesi için bulut teknolojisine yönelik yeni yatırımlara da ihtiyaç olacaktır. Yeni nesil teknolojilerin daha yaygın ve etkin biçimde kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak için ortak girişimler oluşturulmalı.
E-ihracatı destekleyici yönde özel ihracat kredileri, garanti programları ve sigorta imkanları sunulmalı.
Afrika ve Asya gibi canlı ve gelecek vaat eden pazarlara ihracatı artırmak için ortak e-ihracat platformlarının geliştirilmesine kaynak ayrılmalı.
İhracat yapan şirketler arasında e-ihracat yapanların oranı yüzde 67.2 düzeyinde kaldı
İTOSAM’ın hazırladığı “Reel Sektörün Dönüşümünde E-Ticaret ve E-İhracat” raporundan öne çıkan başlıklar şunlar oldu:
Ankete katılan şirketlerin yüzde 48’i kendi internet sitesi, mobil uygulama veya online satış platformları aracılığıyla e-ticaret yapıyor. İhracat yapan şirketlerde e-ticaret yapma oranı ise yüzde 68.7.
Şirketlerin yüzde 39.4’ü e-ticaret alanında 3-5 yıldır faaliyet gösteriyor. Bu alanda 10 yıl ve üzeri süre faaliyet gösterenlerin oranı yüzde 9.4.
Ankete katılan şirketlerin yüzde 35.8’i e-ticaret kanalıyla e-ihracat yaptığını beyan etti. İhracat yapan şirketler arasında e-ihracat yapanların oranı ise yüzde 67.2 düzeyinde kaldı.
İTO Başkanı Avdagiç: E-ticaret, harcanan yatırımları güçlü bir katma değere dönüştürebiliyor
Açıklamada görüşlerine yer verilen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun kesişme noktasındaki stratejik konumu ve Afrika ile artan ticari faaliyetleri ile e-ticaret ekosisteminde önemli bir küresel aktöre dönüşme potansiyeline de sahip olmasıyla öne çıktığını kaydetti.
Avdagiç, 2020’de İstanbul’da kişi başına düşen e-ticaret harcamasının 3 bin 330 TL iken 2022 yılının ilk 6 ayında bu tutarın 9 bin 857 TL’ye yükseldiğini hatırlattı. Şekib Avdagiç, e-ticaretin kendisine harcanan yatırımları güçlü bir katma değere ve ekonomik güce dönüştürebildiğini belirterek, şunları söyledi:
“Türkiye özel jeopolitik konum, potansiyel üretim gücü ve nüfus dinamiğiyle önemli bir ekonomik güç merkezi olma yolunda ilerliyor. İhracat hedefleriyle birlikte e-ticaret ve e-ihracat, Türkiye için önemli bir yatırım ve katma değer imkanı sunuyor. Bu açıdan, ihracata dayalı büyüme modelinin ve ekonomik refahı tabana yayacak stratejik yatırım alanlarının başında geliyor. E-ticaret ve e-ihracat ekosistemlerinin sunduğu güçlü potansiyellerin ekonomiye uyarlanması ise Türkiye için milli üretimin ve özgür ticaretin kapısı olacaktır.”
Avdagiç, İTO bünyesinde önemli bir araştırma ve veri merkezi olma hedefiyle faaliyetlerine başlayan İTO Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin, iş dünyamıza kılavuzluk sorumluluğu üstlendiği stratejik araştırma ve çalışmalarına devam edeceğini de sözlerine ekledi. – İSTANBUL